GİTAR EĞİTİMİNDE TEKNİK VE MÜZİKALİTE
A-) “Tekniğin Önemi ve Müzikle Bağdaşımı”
GİRİŞ:
Evrende her varlığın ve objenin yaratılışında bir teknik kullanıldığı, evrenin kendisinin yaratılışında dahi insanoğlu tarafından çözümlenemeyen, fakat çeşitli varoluşsal teorilerin düşünüldüğü, birtakım teknikler bütünü kullanılarak var olduğunu varsayabiliriz.
Eski çağlarda yaşayan insanlar doğanın saf akışını öngöremezler, depremler, yağmurlar, kasırgalar bilimsel yöntemlerle açıklanamaz, çeşitli halk rivayetlerine konu olurdu. Günümüzde ise deprem, yağmur gibi doğa olayları, kendi alanlarında çeşitli teknikler ve yöntemler kullanılarak öngörülebiliyor. Örneğin iki gün sonrasının hava durumunu tahmin
edebiliyor ya da hangi bölgenin kaçıncı dereceden deprem bölgesi olduğunu söyleyebiliyoruz. Bunlar ve benzer alanlar hakkında belirli teknikler kullanarak bilgi sahibi oluyor ve yeni şeyler öğrenmeye devam ediyoruz. Yani bir bakıma insanoğlu teknikler kullanarak doğayı, saf akışı kontrol altına almaya çalışıyor ve yaşamla ilgili fikirler edinmemize yardımcı oluyor.
Tekniğin sözlük anlamı, “Bir bilim, sanat ya da meslek dalında
kullanılan yöntemlerin tümüdür.” olarak karşımıza çıkıyor. Bu başlıklar altında, konumuz olan ve sanat dalları arasında bulunan Müzik alanındaki teknik mimariye değinebiliriz. Bütün sanat dallarının oluşumunda bir teknik ve işleyiş vardır. Müziğinde buna istinaden bir tekniği ve yaratılış aşamasında olması gereken yöntemler bütünü vardır. Her enstrümanın
kendine ait belirli teknik kalıpları ve çalınış şekilleri vardır. Müzikalite kavramı yöntemlerin en derini ve kapsamlısıdır. Dilimize Fransızca’dan giren bu kavram müzikteki uyumu baz alır. Müzikalitesi yüksek eserlerin, estetik kaygısı yoğundur. Müzikaliteyi eserlerde yoğun bir şekilde dinleyene yansıtmak için alandaki teknik becerilerimizin üst seviyede olması gerekir. Teorik uyum(armoni), müziğin iskeletidir. Yani müziğin anatomisinde mihenk taşını oluşturan bir gereksinimdir. İcracının çalgısına yansıttığı hissiyat ve çalgıyla bütünleşip adeta bir olma biçimi müzikaliteye farklı bir güç ve boyut kazandıracaktır. Bunun için enstrüman hakimiyet ve tatmin seviyesi son derece önemlidir.
B-) Gitar Eğitiminde Müzikalite:
Müzikalite performansın öne çıktığı boyut olup seslendirme ise müziksel anlatım ve estetikle ilgilidir. Müzikalite, gitar eğitiminin sanatsal boyutu ve amacıdır. Sanatın özünde seslendirmede iyiye, güzele, sanatsal değer ve derinliğe ulaşma çabası vardır. Müzik de diğer sanat dalları gibi insan yaşamında biriken duygu, düşünce ve izlenimlerin, sanatsal bir
yaratıcılıkla yoğurulmuş bir yansıması ve dışavurumudur. Yani sanat demek hayatın kendisi demektir. Bütün bunlar estetik bakış açısıyla güdülenmiştir ve öyle olması gerekir. Estetik anlayışla ilgili Berleant şu cümleleri kurmuştur: “Güzelliği hissetmeye ve bulmaya çalışmaktır. Estetik anlayışa sahip olmak ise güzelliği anlamak ve içeriğin özüne inme
yeterliliğine sahip olmak demektir.” Bu çerçevede Gitarda müzikaliteyi yakalayabilmek için estetik olguyu anlayabilmek ve yaşatabilmek biz müzisyenler için önemli bir husustur.
Sanatı var eden estetik kaygısıdır. Güzel olanı aramak çağlar boyu çeşitli kılıflara girmiş dönemlerin sosyal, siyasi, ekonomik yapısına göre çeşitli haller almıştır. Örneğin müzikalite olarak klasik müzik oldukça zengindir. Nüans, armonik uyum, hissiyat gibi… “Rap Müzik” alanında bu zenginlik farklılaşır ve kalite kriterleri değişir. Sözler, kullanılan beatler gibi. Yani müzikalite dediğimiz bu olgu müziğin kendi alt dallarında değişken bir konumdadır. Bu durumda kalıplaşmış algılardan uzak durup müzikaliteyi kendi sınıfında aramak daha mantıklı olacaktır. Bir klasik müzik dinleyicisi için Rap müzik, müzikaliteden yoksundur. Fakat bir rap müzik dinleyicisi için kriterler başka olacaktır. Gitarda ise müzikaliteyi yakalamak teknikle paralel ilerlemektir. Çalgımızda daha çok söz sahibi olabilmek için tekniksel açıdan doygunluğu sağlayabilmemiz gerekir. Bu durumda müzikalite konusunda daha fazla söz sahibi olacağız.
C-) Gitar Eğitiminde Teknik:
Teknik, müziksel hedeflere ulaşmada uygulanan yöntemlerin tümüdür. Yani bizi amaca götüren yolda kullandığımız aracı temsil eder. Gitar çalımında teknik diğer enstrümanlarda olduğu gibi çok önemlidir. Gitar tekniğinin eğitsel amaca uygun olabilmesi için kalıplaşan metodlara uygun olarak ilerleyebilmesi gerekir. Fakat kolları olmayan bir genç ayak
parmaklarıyla gitar çalmayı başarmış ve bu yönde kendi tekniğini oluşturabilmiştir. Örneğin sağ el baş parmağı kısa ve orantısız olan bir birey tekniksel kalıplara ayak uydurmada zorluk yaşayacak ve tutuş farklılığı gösterecektir. Bu bireyin tekniğine yanlış diyebilir miyiz?
Aslında konuyu bu yönde değerlendirmek çokta doğru olmaz. Bu durum, bir balıktan uçmasını istemek gibi bir şeydir. Bu konuyla ilgili yaptığım bilimsel araştırmalar ve denek gözlemlerim sonucunda öğrencilerimizden, ilkönce kendi fiziksel şartlarını göz önünde bulundurarak sıradan bir tutuş, daha sonra fiziki durumuna göre evrensel ekollere yakın bir tutuş sergilemesini istemek olacaktır. Bunların dışında belirli teknikler olmazsa gitar çalma eylemi gerçekleşemez. Özellikle sağ el tutuşu gitarcılar için çok önemlidir.
Bu elimizi geliştirmek için doğru tutuş açılarını ve kas hareketlerini uygun biçimde çalışmak, gelişimimizi olumlu yönde etkileyecektir. Tekniği yanlış yönde geliştirebilir ve daha sonra birtakım sıkıntılar yaşayabiliriz. Bunun için genel gitar çalım ilkelerine bağlı kalarak kendi stilimizi yaratmalıyız. Bu cümle bir kuralsızlık değil, aksine özgünlük modelidir. Tabii ki de doğrunun içinde kendi alanımızı yaratmalıyız. Yanlışın içinde doğruyu aramak ise tekniksel anlamda zaman kaybı ve ilerlemeyecek vasat bir çalımın göstergesidir. Fiziksel gereksinimlerimiz bize çalgımızda hangi özgünlüğü bahşediyorsa onu aramalı ve ortaya çıkarmalıyız. Mesela klasik teknikten uzak, akustik “Finger style” çalım tekniği son zamanlarda revaçta. Alışagelenden farklı bir çalım ve duyum hissiyatı veriyor. Ve daha nice farklı teknikler var. Önemli olan teknikleri uygun ve yeterli biçimde uygulayabilip kavrayabilmek. Her enstrüman tekniksel açıdan farklı yollar ve yöntemler izler.
Vurmalı, telli, yaylı, üflemeli çalgıların anatomik yapısı incelendiğinde bu yapıya en uygun idealist teknikler geçmiş çağlarda benimsenmiş ve günümüze kadar süregelmiştir. Zaman içinde enstrümanlarda ki var olan tekniklerde farklılaşmalar yaşanmış ve yeni teknik keşiflerle
çalgılara yeni anlamlar yüklenmiş ve her birinin geliştirilmeye açık olduğu kanıtlanmıştır. Özellikle aynı cins bir enstrümanın tekniksel anlamdaki farklılıklarının en önemli sebeplerinden birtanesi coğrafi ve kültürel değişikliklerdir. Gelenek-görenek, adet dediğimiz, toplumlara kimliklerini kazandıran faktörler toplumu derinden etkilediği gibi enstrümanların
janr olarak insanlarca algılanış biçimini de etkilemektedirler. Teknik odağımızı gitara yönelttiğimizde gitarın tekniksel boyutlarında evrensel olarak genel bir sonuç var. Neredeyse bütün dünya halkları taban kesimlerine inebilmiş nadir ve özel çalgılardan birtanesidir. Çoğu
enstrümanda olduğu gibi gitarda teknik; doğru notayla, doğru tınıyla ve bunları yaparken göreceli fiziksel konfor alanıyla ihtiyacımız olan seslere ulaşabilme sürecidir. Örneğin, mutfağa gidip cam bir bardağı tutuyoruz, tutamazsak su içme eylemimiz başarısız olur, ve su içiyoruz. İçtikten sonra bardağı tezgaha fırlatarak bırakırsak bardak kırılır, bu yüzden tezgaha
hafifçe bırakıyoruz ve amacımıza doğru bir şekilde ulaşmış oluyoruz. Bu örnekte ki altını çizmek istediğim kelime Doğru kelimesidir. Yukarıdaki süreçte amaç su içmektir ve bu süreci doğru bir şekilde yapabilmek için bazı (bardağı tutma, hafifçe bırakma) kurallara bağlı kalmak gerekir. Örneği Gitarla bağdaştırdığımızda, önceliğimizi sağ ele vermeliyiz. Süreci
başlatan yani gitar çalma eylemini başlatan elimiz sağ elimiz ve sağ elimizde ki parmaklarımızdır.
Çalmadan önce doğru bir oturuş şekliyle kol, dirsek tutuşumuzu ayarlayıp
ve yine doğru bir şekilde ve konumda parmaklarımızı tellerin üzerinde hazırlamalıyız. İcraat
sırası geldiğinde ise ihtiyacımız olan teli tutarak süreci başlatabiliriz. Eğer teli doğru bir şekilde tutamazsak bu süreci başlatamayız ya da suyu içemeyiz. Bu yüzden gitar öğrenmek ve doğru bir şekilde çalmak için kurallara bağlı kalarak egzersiz önceliğimizi ve anlam önceliğimizi süreci başlatan sağ elimize vermeliyiz. Sol elimizi teknik olarak incelediğimizde
ise parmaklarımızın klavye üzerinde ki açılarını geniş tutmak ve rahat hareket etmelerini sağlamak için avuç içimizi klavyeye değdirmeden çalmalıyız. Tuşe üzerinde ise parmaklarımızı dik bir şekilde perdelere basarak çalmalıyız fakat perde demirlerinin üzerine basmamaya dikkat etmeliyiz.