Müziğin Dili Tarihine Kısa Bir Bakış
Müziğin Dili matematik ile ilişkisi olduğunu ilk öngörenlerden birisi olan Pisagor (Pythagoras, M.Ö. 530-450) müziğin yazıya dökülmesi temelini atmıştır. Pisagor’un bir demirci önünden geçerken demirciden gelen farklı seslerden etkilenerek ilgisini çektiği rivayet edilmektedir.
Uzun yıllar seslerin isimlendirilmesi konusu tartışılmış ve notaların bugünkü şekliyle adlandırılmasını 11. yüzyılda yaşamış bir din adamı ve müzik teorisyeni olan Guido d’Arezzo (991–1033) sağlamıştır. Guido’nun sisteminde notaların harf olarak adlandırılması “si notası” hariç bugünkü şekildedir.
Nota isimleri;
C(Do) – D(Re) – E(Mi) – F(Fa) – G(Sol) – A(La) – B(Si)
Not: Si notası Almanca da B(H) şeklinde de kullanılır.
Guido d’Arezzo, manastırda verdiği müzik derslerinde korolarını daha iyi eğitebilmek, bilgiyi daha rahat aktarabilmek için pratik yollar arayışına girmiş ve nota sistemi geliştirmiştir.
8. yüzyılda Pausl Diaconus tarafından yazılan “Saint Johannes (Aziz Yuhanna)” ilahisinden esinlenerek ilahinin ilk hecelerini baz almış ve notaların isimlerini belirlemiştir.
İlahinin sözleri şu şekildedir.
Ut queant laxis: Sadece senin hizmetçilerin
Resonare fibris: Özgürce ilahi söyleyebilir
Mira gestorum, Famuli tuorum: İşlerinin mucizeleri hakkında…
Solve poluti: Günahlarının lekelerini sil
Labii reatum: Onların dudaklarından
Sincte iohannes: Aziz Yuhanna