Klasik Gitar’ın Tarihsel Gelişimi

Gitarın kökeninin ne kadar eskiye dayandığı bilinmediği gibi perdeli ve telli,parmakla ya da mızrapla çalınan en eski çalgıların bugünkü Klasik Gitarla olan akrabalık ilişkisi her zaman tartışılmaya devam etmiştir.

    Gitara benzer çalgıların Mısırlılardan Eski Yunanlılara ve Romalılara,daha sonra 8. ve 9. yüzyıllarda Arapların İspanya’ya gitmesiyle Avrupa’ya ulaştığı sanılmaktadır.

     12. ve 13. yüzyıl Fransa ve İspanya Katedrallerinde ki kabartmalarda gitara benzeyen enstrümanlar göze çarpmaktadır.16.yüzyılda dört telli olarak kullanılan gitar Rönesans döneminin sonlarına doğru beşinci telin eklenmesi, gövdenin biraz daha büyümesi ve tellerin boyunun uzatılmasıyla birtakım yapısal değişikliklere uğradığı görülmektedir. Akort sistemi ise la-re-sol-si-mi olarak düzenlenmiştir.

      18. yüzyılda beş telli gitara altıncı teli Alman Jacop August Otto eklemiştir.Böylece enstrümanın akort sisteminde bir simetri meydana gelmiş ve akorların daha iyi seslendirilmesi sağlanmıştır.Tellerin tek tele dönüştürülmesi de akort yapılması işlemini kolaylaştırmıştır. Böylelikle akort sistemi de günümüz şekli olan mi-la-re-sol-si-mi düzenine bürünmüştür.

      Bu yüzyılın sonlarına doğru altı telli gitar iyice belirginleşmiş,süsleme aza indirgenmiş,büyük ses delikleri ve zarif rozetler yerini almıştır. Tuşe üzerine 12 perde çubuğu yerleştirilmiş,düz alt tabla standartlaştırılmıştır. Scherzer (1834 – 1870), altı telli gitarda ki tahta burgular yerine mekanik dişli ve burgular kullanan ilk kişi olmuştur.

İspanya’nın Klasik Gitara Etkisi

Bütün bunların üstüne ise Klasik Gitarın yapısal gelişimine en büyük katkı veren ünlü İspanyol yapımcı Antonio Torres (1817-1892) olmuştur. Torres profesyonel bir gitarist olmamasına rağmen usta bir yapımcı olarak Klasik Gitar tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır. Zamanın gitarların da belli hatalar olduğuna ve gitara belirli standartlar getirilmesine inanan Torres’in gitarda yaptığı en büyük değişim gitarın üst tablasında yaptığı değişikliktir.1863 yılında üst tablasını kendi geliştirdiği sistemle ladinden yapmış,üst tablanın iç kısmına da yelpaze destek kirişleri yerleştirmiştir.Böylelikle gitardan çıkan sesin tonu daha da güzelleşmeye başlamış ve üst tablanın önemini ispatlamıştır. Torres bununla kalmayıp üst tablaya koyduğu kiriş sayısını arttırmış ve konumlarını çok iyi ayarlayarak altı telin en iyi şekilde titreşim yapmasını sağlamış ve ses deliğinin iki yanına da birer çubuk eklemiştir.Bu gitar halen Barcelona Konservatuvarı’nın enstrüman müzesinde bulunmaktadır.

      Torres,enstrüman ölçülerini biraz büyütmüş ve sapı genişletmiştir. Ayrıca tel uzunluğunu 63 cm’den 65 cm’e uzatmış ve modern eşiği bulmuştur. Standardize ettiği ölçüler bütün dünyaya esas olmuş ve herkes tarafından beğenilmiştir.

      Antonio Torres’in yapımcılık ve tasarım becerisine ilaveten Francisco Tarrega’nın(1852-1909) ustaca icrası,modern çalış biçimi ve Klasik Gitar’a kattığı tekniklerle bu iki usta,gitar tarihinde çığır açmış ve gelecek kuşaklara zemin hazırlayıp ışık tutmuştur.

     Son olarak 1946 yılında  Andres Segovia(1893-1987) ,arkadaşı Albert Agustine’in yardımıyla bağırsak ve ipekten yapılan gitar tellerin naylon tellere dönüştürülüp üretilmesine ön ayak olmuştur.

Kaynak : Emre Eroğlu

Yorum Yazın