Çocuklar kaç yaşında resim çizmeye başlar?

Bu öyle bir muhteşem bir süreçtir ki aslında çocuklarımız neredeyse doğduğu andan itibaren içgüdüsel olarak resim çizmeye başlar. Nasıl mı? Bebeğinize yemek yedirmeye çalıştığınız anları düşünün. Siz onu beslemeye çalıştıkça o nasıl da elini yemeğe bulaştırmaya çalışır. Siz ay aman sakın diye çığlıklar atarken o keyifle elini  bulaştırdığı yemek parçalarıyla kendi masasının üzerine şekiller yapmaya devam eder.  Yada hiçbir şey bulamazsa salyalarını bulaştırdığı her yere şekiller vermeye çalışır. Ileride gülümseyerek hatırlayacağınız muhteşem anlar, aslında bebeğinizin çizdiği ilk resimlerdir.

Peki ya çocuklar çizdikleri bu resimlerde ne anlatırlar?

Parmakladığı yemeği, salyası yada ellerine geçirdikleri nesnelerle etrafa bulaştırarak yaptıkları çizimlerin tek amaç yaşama ‘iz bırakmak’ tır.  Burada ki tek amaç insan doğasında var olan ‘Ben bunu yapıyorum ve kalıyor! Ben etkiliyim, Dünya’ya bir şeyler katabiliyorum” düşüncesi işte burada başlar.  Ve sonraki süreçte ortalama 1,5 yaşlarından itibaren kendi gizli iç dünyasını, gelişimini, düşüncelerini ve duygularını kağıda dökmeye başlarlar.

Bizler çocuklarımızın gizli dünyalarını keşfedebiliyor, görebiliyor, okuyabiliyor ve yorumlayabiliyoruz. Gerçekten o anlamsızmış gibi görünen çizimler,  çocuklarımız hakkında farkına varamadığımız bir çok şeyi gün yüzüne çıkartabiliyor. Hatta sadece çizdikleri resimler değil; oynadıkları oyunlar, oyuncaklar ve ilgi alanları da çocuklarınız ile ilgili eğer farkına varabilirsek bizlere çok şey anlatıyor.  Eğer bir bebek doğduğu andan itibaren, önce çizimleri ile daha sonra da hem çizdiği resimler hem de oynamak için seçtiği oyuncakları ile birlikte eğitim öğretim yılları boyunca takip edilirse ebeveynler hiçbir kötü sürprizle de karşılaşmayacaklardır.

Çocukların çizdikleri resimlerde de bir gelişim süreci var.  Örneğin 4- 5-6 yaşındaki çocuklar neleri ne şekilde çizebilmeli? Bunun  gelişim kıstasları neler  olabilir?

Doğduğu andan itibaren sergilediği 7 yıllık gelişim süreci genelde aynıdır. Başka bir deyişle, ilk mağara çizimlerinden günümüze kadar resim çizimlerindeki gelişim hiç değişmedi. Değişen tek şey, her çocuğun gizli iç dünyasını bilinçaltı şifrelemesi ve her bir çocuğun da bunu kendine özgü anlatarak resme farklı şekillerde dökmesi oldu. Bu nedenle hiçbir çocuk, yaşadıkları ve  hissettiklerinden dolayı birbiriyle aynı değildir. Hatta aynı anne babadan aynı aile ortamında yetişen iki kardeşin bile iç dünyası, evreni algılaması, hayata bakışı, anne ve babası ile olan ilişkileri farklıdır.

Çocukların  ailelerini çizdikleri resimlerde çok enteresan sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Bu tarz resimlerde çocuğun aile içerisinde kiminle ne kadar ilişkisi olduğu ve kim hakkında ne düşündüğü apaçık gözler önüne sergileyebiliyor. Örneğin aşağıda yer alan resmin analizini yapacak olursak.

Yorum Yazın